İklimlendirme sistemlerinin geçmişine baktığımızda henüz teknolojinin hayatımıza dokunmadığı yıllarda da karşımıza çıktığını görüyoruz. İlk çağlarda gıda maddelerinin bozulmaması için mağara ya da toprak altına saklanması bir iklimlendirme yöntemidir.

İnsanlık tarihi boyunca, ortamın uygun ısı ve sıcaklıkta olması adına çok farklı önlemler alınmış, teknolojinin gelişmesiyle iklimlendirme cihazları devreye girmeye başlamıştır.

Bugün insanların yaşam ve çalışma alanları, tamamen steril bir ortama sahip ve ideal ısıdadır. Bu şekilde sağlıklı bir ortamda yaşama ve çalışma olanağı bulurlar. Büyük alanlar, hastaneler, okullar ve alışveriş merkezleri gibi yoğun insan bulunan alanlarda dahi rahatlıkla nefes alabilir, terlemeden ya da üşümeden bulunabilirsiniz. Tüm bu sistemlerin ardında, özel tasarlamış olan iklimlendirme projeleri bulunmaktadır.

Sistem odaları, bilgisayarların ve diğer telekomünikasyon cihazlarının bulunduğu alanlar her zaman özel bir neme ve ısıya sahiptir. Bu cihazlar, sürekli elektrikle çalışan cihazlar olduğundan, ısınma ve kıvılcım çıkartma gibi risklere yatkındır. Bu tip ortamlarda havasının belli değerlerde tutulması, cihazların doğru ve verimli şekilde çalışması için zaruridir.

Kısaca randımanlı bir sonuç alınabilmesi adına, belli ortamların istenilen ısı ve neme sahip olabilmesi, korunabilmesi kesinlikle bu sistemler ve kullanılan cihazlarla sağlanabilir.